İletişim
    The clean solution

    Su kaynakları

    En önemli yaşam kaynağını neden dikkatli kullanmalıyız?

    "Mavi bir gezegende" yaşamamıza rağmen, tatlı su ve içme suyu son derece kısıtlı bir kaynaktır. Birleşmiş Milletler, daha 2015 yılında yayınladıkları "Dünya Su Raporu" kapsamında yaklaşan bir su kıtlığına dikkat çekti. Bunun sebeplerini ve iklim değişikliğinin buradaki rolünü yazımızda okuyabilirsiniz.

    Su kıtlığının nedenleri sanayileşmiş ülkelerdeki yüksek yaşam standardı, tarımda sulama ve artan sanayileşmedir. Ayrıca iklim değişikliği de küresel su döngüsünü değiştiriyor. Küresel su ihtiyacının 2050 yılına kadar her yıl yüzde bir oranında artmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Bu da mevcut su tüketimine göre yüzde 30'a varan bir artış demektir. Bu gerçek, suyu mümkün olduğu kadar sorumlu bir şekilde kullanmak için yeterli bir nedendir.

    Su kıtlığı yaratıcılığı da teşvik ediyor: 2011 ile 2017 yılları arasında ABD'nin Kaliforniya eyaletinde kuraklık nedeniyle su tüketiminin sıkı bir denetime tabi tutulması, bahçe sahiplerini kuruyan çimlerini çevre dostu sprey boyalarla renklendirmeye yöneltmiş. Ne de olsa hobi bahçıvanları arasındaki ezeli rekabette kendi çimleriniz komşununkinden daha yeşil olmalıdır! Sprey kutusundaki çim yeşili, Avrupa ve diğer bölgelerde de uzun süredir popüler. Bu aslında insanların tuhaf fikirlerine dair küçük, sevimli bir hikaye; mevcut tablo ise çok daha ciddi. Nitekim küresel perspektiften bakıldığında, su kıtlığı ve birçok bölgede son derece kısıtlı su mevcudiyeti (kişi başına düşen yıllık tatlı su miktarı), giderek daha da büyük bir sorun haline geliyor.

    Su mevcudiyeti sandığınızdan daha düşük

    Almanya'da da su kıtlığı konusunda yavaş yavaş farkındalık oluşmaya başladı. Zira Avrupa'nın en önemli su yollarından biri olan Ren nehrinin taşıdığı su miktarı, arka arkaya iki kurak yazın ardından oldukça azaldı ve çok sayıda çiftçinin ertesi yıl çok az hasat yapmasına veya hiç yapamamasına neden oldu. Ancak bilim, siyaset, iş dünyası ve halk durumu çok farklı değerlendiriyor. Öte yandan mevcut verilere bakıldığında suyun sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasının hem konutlarda hem de ticari ve endüstriyel işletmelerde bir zorunluluk olduğunu söyleyebiliriz. Ve bu tüm dünya için geçerli bir durum. Özetlemek gerekirse su tasarrufu, günümüzde acil bir gereklilik; özellikle de nispeten düşük su kaynaklarına sahip birçok fakir ülkenin bu konuda tamamen çökmek üzere olduğunu hesaba katmalıyız. Bu durum aslında hepimizi ilgilendiriyor!

    Daha da kötüsü birçok yerde suyun israf edilmesinin yanı sıra atık sulardan kaynaklanan kirlilik artışı, durumu daha da tırmandırıyor. Tüm atık suların yüzde 80'den fazlası arıtılmadan doğaya gidiyor. Bunun sonuçlarını da genelde olduğu gibi en zayıflar yaşıyor. Her gün 800'den fazla çocuk temiz suya erişimleri olmadığı için, ishal gibi önlenebilir hastalıklardan ölüyor.

    Ayrıca ABD, Çin ve Almanya gibi önde gelen ithalatçı ülkeler, dünyanın diğer bölgelerinden sağlanan devasa mal tedariği nedeniyle oralardaki suyu da nihayetinde kendileri için kullanıyorlar. Endüstriyel ve tarımsal üretimin yoğun şekilde su tüketmesi, bir ülkeye ait su kaynaklarının ihracat işinde kullanılması sonucunda doğrudan "su stresi" yaratıyor. Bu şekilde ortaya çıkan su yetersizliği, belli bir eşik aşıldığında hem çevresel sorunları hem de ekonomik zorlukları beraberinde getiriyor. Tek başına bu örnek, konu su olduğunda her şeyin birbiriyle nasıl kaçınılmaz bir bağlantı halinde olduğunu ve neden küresel kapsamda ele alınması gerektiğini gözler önüne seriyor.

    Ama dünyada bol miktarda su var, değil mi?

    Mavi gezegenimizin üçte ikisinden fazlası suyla kaplı olduğundan, su kıtlığının ciddi bir sorun olabileceği fikri başlangıçta çelişkili görünebilir. Özellikle de dünya üzerinde hayal edilemeyecek kadar bol miktarda su olduğu için: Yaklaşık 1.400 trilyon litre!

    Ne var ki bunun sadece yüzde üç kadarı tatlı sudur ve bunun da kısıtlı bir bölümü büyük bir çaba harcamadan ulaşılabilir durumda. Zira insanların potansiyel olarak kullanabileceği su kaynaklarının (sadece içilebilir olanlar) büyük bir kısmı kutuplarda, buzullarda ve sürekli donmuş durumdaki toprak tabakalarında bulunuyor.

    Su tasarrufu yapın
    Su kıtlığı ciddi bir problem

    Temiz içme suyu ise, yüzde 0,3'lük bir oranla toplam suyun çok daha az bir bölümünü oluşturuyor. Örnek vermek gerekirse bu oran, 1 litrelik bir su şişesinde sadece üç mililitreye denk geliyor; yani bir yüksüğü bile doldurmayacak bir miktardan söz ediyoruz.

    Mevcut suyun yüzde 97'sinden fazlası tuzlu sudur. Bunun örneğin tarımda kullanılabilmesi için son derece zahmetli ve maliyetli bir işleme tabi tutulması gerekiyor. Başta körfez ülkeleri olmak üzere dünyanın bazı bölgelerinde devasa arıtma tesisleri aracılığıyla temiz içme suyu sağlanıyor ancak bu gelişmekte olan ülkelerin karşılayamayacağı bir lüks.

    Aslında suyu sadece belli bir süre kullanıp sonra bir şekilde tekrar dolaşıma sokuyoruz. Buradaki can alıcı nokta kısmi veya eşzamanlı olarak kullandığımız (veya kirlilik nedeniyle geçici olarak kullanılmaz hale getirdiğimiz) su miktarı ne kadar çok olursa, su seviyesi de aynı zaman diliminde herkes için o kadar düşer. Su kaynakları dünya çapında eşit dağılmadığı için, nüfus artışı, gelişmekte olan ekonomilerdeki sanayileşme ve iklim değişikliği gibi faktörler sorunu daha da kötüleştiriyor.

    Sonuç olarak hayat veren ve hayatı devam ettiren bir "element" olarak su, gezegenimizdeki tartışmasız en değerli kaynaktır. Ve dünya sahip olduğumuz tek gezegen olduğu için, kaynaklarımızı olabildiğince dikkatli kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Dolayısıyla su tasarrufu, son derece önemli ve kaçınılmaz bir adımdır.

    Su sirkülasyonu
    Yeryüzündeki su sirkülasyonu

    Bulaşık yıkama teknolojilerinde sorumluluk sahibi bir üretici olarak MEIKO, suyun dikkatli kullanımını son derece ciddiye almaktadır. Bu nedenle aşağıdaki makalelerde dikkatimizi gastronomiye yöneltiyoruz.